PROJENİN KONUSU VE AÇIKLAMASI
Çevre, insanın içinde yaşadığı ve sürekli olarak yararlandığı tüm doğal varlıklar ile meydana getirdiği tarih ve kültürün birbiriyle ilişki ve etkileşim içinde bulunduğu bir sistemler bütünü olarak ifade edilebilir. Bir ilişkiler sistemi olan çevrenin bozulması ve çevre sorunlarının ortaya çıkması, genellikle insan kaynaklı etkenlerin doğal dengeleri bozmasıyla başlamıştır. İçinde bulunduğumuz yüzyıl; birçok teknolojik imkânı insanlığın hizmetine sunarken, bir yandan da insanlığın ortak mirası olan çevreden geri getirilmesi zor, hatta imkânsız olan varlıklarıda alıp götürmektedir. Belli bölgelerdeki aşırı nüfus yoğunlaşması, plansız sanayileşme ve çarpık kentleşme ile doğanın kendi kendine özümlemesi çoğu kez mümkün olmamaktadır. Günümüz toplumları;gelecek nesillere bırakılmasında hassasiyet gösterdikleri tarihi ve kültürel varlıkların korunması ile birlikte aynı zamanda çevre ve doğal varlıkların korunmasını da asli bir görev olarak kabul etmektedir. Bizler de bu bağlamda bir proje oluşturduk. Projemizin adı “Kuş Evi” dir. Kuş diliyle yazılışı şöyledir: “Kuguş Egevigi”Projemiz, Hizmete Yönelik Öğrenme ve Çevre Projesidir.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinde bilinç oluşturulmaya çalışılan konular Yanlış şehirleşme, biyolojik çeşitlilik, Tarihi ve kültürel değerlerimiz olan kuş evlerini(sarayları), Çevre eğitimi, teknoloji ve tasarım, uluslar arası kültürel etkileşimdir.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinde dört amaç gerçekleştirilecektir.
Bu amaçlar:
Çevre eğitimi yapmak,
Öğrencilerimizin yaparak yaşayarak öğrenme metodu ile teknolojiyi kullanma ve tasarım yaparak öğrenime katılımınısağlamak,
Kültürel ve tarihi değerlerimize dikkati çekmek ve Kültürel ve tarihi değerlerimiz tanıtmak,
Yanlış şehirleşme ve biyolojik çeşitliliğin tehlikeye düşmesi şeklinde vurgulayacağımız çevre problemine uluslararası katılım ve etkileşimle bir çözüm arayışı çerçevesinde ortak etkinlikler düzenlemek,
Projemizin skonusunu ve açıklamasını amaçlar üzerinden yapmamız daha etkilidir. Aşağıda amaçları gerçekleştirme nedenleri ve uygulama aşamaları kısaca anlatılmıştır.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinin ilk amacının açıklanması:
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinde çevre eğitiminde temel hedef; toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, olumlu ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve bireylerin aktif katılımlarını sağlamaktır. Sağlıklı bir toplumun sağlıklı bir çevrede gelişebileceği ilkesinden hareketle, okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki çocukların çevre sorunlarını daha iyi anlamalarını, sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmanın sağlıklı bir çevre ile olan ilişkisini kavramalarını sağlamak, verilecek çevre eğitimi sayesinde gerçekleşecektir.
Çevreyi koruma fikrinin gelişimi Sanayi Devriminden sonra başlamıştır. Toplumu çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, topluma olumlu ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve sorunların çözümünde fertlerin aktif katılımını sağlamak çevre eğitimi ile mümkün olabilir. Çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi adına yapılan çalışmalar, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamaları içindir. Bunu sağlayacak olan da insanın kendisidir çünkü çevreye zarar veren, çevreyi koruyan aynı zamanda onu geliştiren de insandır. Günümüzde doğal çevrenin korunması ve iyileştirilmesi giderek önem kazanan bir konu hâline gelmiştir.
Çevre koruma hareketi ve düşüncesi çevre sorunlarının gelişimine paralel olarak gelişmiş ve bugünkü seviyesine ulaşmıştır. Genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde bugün okul öncesi eğitimde sistemli bir çevre eğitiminden bahsetmek mümkün değildir. Bunun nedeni ise, çocuğun yetişmesinde bu önemli faktör olan ebeveynler ile eğitimcilerin çevre konusunda yeterli eğitilememesi, ciddi bir kaynak eksikliği ile iletişim ve koordinasyon sorunları olarak gösterilebilir. İnsan ve çevre arasındaki etkileşimin vazgeçilmez nitelikte oluşu, çevre kavramının günümüzde kazandığı boyutlar, çevrenin ulusal düzeyde olduğu kadar uluslararası düzeyde de yeni yaklaşımlarla ele alınması gereğini ortaya çıkarmıştır. Çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda geliştirilen çabaların amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamasıdır. Çünkü çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır. Çağdaşçevre bilinci, sağlıklı bir çevrede yaşamayı insanların temel haklarından biri olarak kabul etmektedir.
Çevre eğitimi, tüm dünyanın gündeminde olan çevre sorunlarının ortaya çıkardığı bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Çevre eğitiminin amacı toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilinçlendirmek, bilgilendirmek, olumlu ve kalıcı davranış değişikliklerini kazandırmak ve bireylerin aktif katılımlarını sağlamaktır. Bu nedenle, çevre ile ilgili konularda aktif katılım sağlayacak, olumsuzluklara karşı tepki oluşturacak, bireysel çıkarların toplumsal çıkarlardan ayrı düşünülemeyeceği gerçeğini kavratacak bir eğitim yöntemi ve halkın katılımını amaçlayan eğitim sistemi, kitlelerin düşünme ve karar verme gücünü de geliştirecektir. Çevre eğitimi, yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan davranışına da etki yapmalıdır.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinin ikinci amacının açıklanması:
Öğrencilerimizin yaparak yaşayarak öğrenme metodu ile Teknolojiyi kullanma ve Tasarım yaparak öğrenime katılımı hususunda öğrenciler kendi aralarında ilgi alanlarına göre gruplara ayrılarak araştırma, inceleme ve inovasyona (geliştirmek, değiştirmek, güzelleştirmek, kolaylaştırmak istediklerine yönelik hayalleri) tabi tutacakları konuları kendileri belirleyeceklerdir. Bu projeyi okulumuz 9-D sınıfı öğrencileri Proje Hazırlama dersinde uygulamaktadır. Öğrencilerimiz tasarım kısmında kültürel ve tarihi değerimiz olan kuş evlerini (saraylarını) ürün olarak belirlemiştir. Yaşadıkları çevre ile ilgili gözlem yapan öğrencilerimiz okul bahçesini uygulama alanı olarak seçmişlerdir.
İnovasyona tabi tutacakları ürün :Kuşevleri (sarayları)dır.
Konu : Kuş evi tasarlamaktır.
Projenin Uygulama Alanı : Maltepe Anadolu Lisesi bahçesidir.
9-D sınıfı öğrencileri 7 ekibe bölünmüştür. Grup isimlerini kuş isimlerinden seçerek avatarlarınıbelirleyen ekipler seçtikleri konu üzerinde araştırma yapmıştır. Ekipler, benzer ürünlerin eski örneklerinden yeni örneklerine araştırma yapmışlarıdır. Ürünlerin zaman içindeki değişim farklılıkları ve nedenleri sorgulanarak günümüzde ve gelecekte insanları benzer ürünlerde neleri talep edebileceklerine yönelik beyin fırtınası ve araştırma yapan ekipler bunları rapor haline getirerek sunmuştur. Benzer ürünler ve farklılıklarıyla ilgili araştırma yapan ekipler ürüne katacakları yenilik ve değer üzerinde çalışma yapmıştır. Taslak Tasarım ve ürün geliştirme çalışmaları yapan ekipler yapacakları tasarımların sunularını hazırlamışlardır. Taslak Tasarım sunumlarıve grup sunumları yapılarak ürün üzerinde eleştiri yapan öğrenciler bunu akranlarıyla ve diğer ekip üyeleri ile paylaşmıştır. Ürünlerin geliştirme süreçleri ve malzemeler değerlendirilirken üretim dışında kalan ürünlerin geri dönüşüm durumları göz önünde bulundurulmuştur. Eleştiriler sonucu yapım resmi çizilerek, maket-model-prototip çalışması için malzeme belirlenerek tasarımın yapım aşamasına geçilmiştir. Gruplar yaptıkları çalışmaları ……………………………..blog üzerinden yayınlar.
Gruplar blog üzerinden ürün hakkında geliştirme çalışması yaparlar ve uluslar arası paydaşlardan bilgi paylaşımı ve etkileşimi gerçekleştirirler. Ayrıca ……………………………………………………adlı programlar kullanılarak kuşevi oyun uygulamaları yapılmış ve blogda paylaşılmıştır.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinin üçüncü amacının açıklanması:
Kuşlar tarih boyunca her zaman insanoğlunun ilgisini çekmiştir. Gerek Osmanlı döneminde, gerek eski uygarlıklarda kuşlara mistik anlamlar yüklenmiş, sanat eserlerinde, yapılarda kuş motiflerine bolca yer verilmiştir. Osmanlı döneminde gökyüzünün ilginç sahipleri için mimari yapılarda kuş evleri, serge saraylar, kuşhane gibi isimlerle anılan onları kötü hava koşullarından koruyan, barınmalarını,yavrularını büyütmelerini, türlerini devam ettirmelerini sağlayan evler yapılmış, hayırseverlerin vakfiyelerinde korunmaları için kurallar konmuştur. Kuş evleri, dönemin medeniyetinin ulaştığınoktayı göstermesi açısından da büyük önem arz ediyor. Bu nadide eserleri ne yazık ki ilgisizlik çürütüyor. Asıl şaşırtıcı olan, günümüze gelip baktığımızda, kuş evlerinin yok olmak üzere oluşudur. Günümüzde birçoğu yağışlar, dış hava etkenlerinin yaratmış olduğu etki ile tahrip olan kuşevleri, serçe saraylar ilgisizlik ve biriken gübrelerin temizlenmeme, bakımsızlık gibi nedenlerle su giderlerinin tıkanması sonucu çatlamalarla, kırılma ve dökülmelerle karşı karşıya kalıyorlar. Yıllar önce ahşap malzeme kullanılarak yapılanların izlerine ise hiç rastlanmıyor. Vakfiyelerin fonksiyonlarınıtanıtmak, Kültürel ve tarihi değerlerimize dikkati çekmek ve Kültürel ve tarihi değerlerimizi tanıtmak, oldukça önemlidir. Yeşil kent ve yeşil bina fikrinin geliştiği günümüzde kültür olarak bunun ilk uygulayıcıları arasında olduğumuzu göstermek, bu bilgiyi paylaşmak ve uluslar arası bağlamda birlikte ortak ürün koymamız açısından projemiz oldukça önemlidir.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinin dördüncü amacının açıklanması:
Gezegende ikamet eden bu kadar insan için, kentler yaşam alanlarıdır. Kentler böylesine önemli bir görevi üstlenirken, bizlerin öncelikle kentlerin ne olduğu hakkındaki algılayışımızı, sonrasında da kentleri şekillendirmede kullandığımız tasarım paradigmasını değiştirmemiz gerekmektedir. Kentlerin tasarımındaki temel eksiklik, mevcuttaki tasarım anlayışlarının ekoloji kanunlarını yok saymalarıdır. Bugünün kentleri, bizlerin kurduğu ve işlettiği biçimleriyle birer entropi fabrikalarıdır. Projemizin uygulandığı İstanbul şehri de bu mantıkla kurulmuştur. Kent için; kenti bir ekosistem ya da daha açık biçimiyle doğal süreçleri taklit eden ve bir anlamda kendi metabolizmasını büyük ve doğal olan ekosistemin taşıma kapasitesi içinde besleyen yapay bir ekosistem olarak kabul eden, yeni bir tasarım paradigmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat şehrimizde bu düşüncenin uygulamalarını ne yazık ki göremiyoruz. Planlama, mimarlık, peyzaj mimarlığı ve mühendislik olmak üzere dört alandan gelen ‘kentsel tasarımcılar’ bir arada çalışmak için, şunları paylaşmak ve kabul etmek zorundadırlar:
kentin ne olduğuna dair ortak bir algı (yapay bir ekosistem)
kentin ekolojik bir bakış açısıyla nasıl çalıştığı (kent metabolizması)
kentin nasıl çevresel olarak sürdürülebilir olacağı (bilgi ve iletişim teknolojisini kullanarak kent metabolizmasını izlemek) “yeşil ve akıllı” olarak adlandırılan temel tasarım paradigması(tasarlanmış kentsel projenin sadece kaynak etkin veya kaynak üreten değil, aynı zamanda gelişmiş bilgi ve iletişim teknolojisini kullanarak, yeşil süreçleri ve davranışları destekleyen geribildirim döngülerine olanak veren bir yapıda olması).
Günümüzde biyokültür ve biyoçevre ilişkisi giderek önem kazanmaktadır. Zira biyoçevre biyokültürden etkilenmektedir. Bununla birlikte kentte ortak yaşamın belirlediği bir kent kültürü vardır ve aynı kentin içinde farklı yaşanan kültürler az ya da çok oranlarda da olsa bu ortak kent kültüründen etkilenmek durumundadırlar.
Kent, ahlakın, sanatın, felsefe ve dini düşüncenin geliştiği ortam olarak, insanın bu dünyadaki vazifesini, en üst düzeyde varlığının anlamını tamamladığı ortamdır. Bu idrak, şehir biçiminin oluşmasını da sağlar ve insanın en üst gelişme düzeyine ulaşmasının temelidir. Kentsel kültür, zaman içerisinde, kentlinin, diğer kentlilerle olan mesleki, sosyal ilişkileri ile örgütlenmelerinden ve diğer kentlerle olan ilişkilerinden etkilenerek gelişir; yaşam biçimi haline dönüşür.
Başlangıçta sadece bir mühendislik veya güzelleştirme çabası olarak görülen kent planlaması, günümüzde bu yönünün ötesinde ekonomik, sosyal, siyasal boyutlar taşıyan bir süreç olarak görülmektedir. Ozon tabakasının delinmesi, biyoçeşitlilikteki azalmalar, tehlikeli atıklar ve diğer küresel çevre sorunları endüstriyel toplum ve modern kent yapılanmasıyla doğrudan ilişkilidir. Winston Churchill’e göre “İnsanlar binaları şekillendirir, sonra da binalar insanları!” Bu görüş kentsel çevre için de geçerlidir. Kendi kurduğu kentsel toplumsal ilişkiler ağı içerisindeki insan, kenti ve kent insanını doğadan adeta yalıtmıştır. Oysa yalnız kent ekonomisine kısa bir göz atıldığında, önemli bir dayanağın diğer yaşamlardan ve doğadan sağlanan ürünler olduğu görülecektir.
Kent insanı doğaya uzak da olsa, ona bağımlıdır. Diğer yandan tüm bu faaliyetlerde özellikle hayvanların faydasıdeğil, zararı söz konusudur. Tıbbi araştırmalar ve deneylerdeki kullanımı,adına spor denilen hayvan avları, hayvanat bahçeleriyle, sirklerdeki esareti de çabasıdır. Ancak biyoetik değerden yoksun olan toplumun bazı kesimleri, bu kadar çok şey borçlu olduğu hayvana merhameti bile çok görebilmektedir. Sadece yaşamaya çalışan ve binlerce yıldır insana dost olan kedi -köpeklerin kuşların yaşam hakkına bile tahammül edemeyen kentliler bulunmaktadır.
Sağlıklı kentler, sağlıklı kentleşme hedefi için kentlilerin ulaşması gereken kent kültürü seviyesini belirleyen kültürel ögelerin birbiriyle olan etkileşimidir. Bu çok yönlü etkileşimin sonucunda her alanda verilecek kararların ve uygulamaların biyoetik bir vizyon taşıması için karar vericiler, uygulayıcılar ve kolektif sorumluluk bilinci içinde örgütlenen yurttaşlar işbirliği içinde aktif mücadele vermelidir.
Bu bağlamda çevre eğitimi ile desteklenmiş bu kent bilinci kazandırmak için kentsel tasarımcılarla bu alanda örnek olan örnekleri inceleyerek bilinç oluşturmaya çalışacağız ve paydaş olarak belirleyerek çalışacağız. Yanlış şehirleşme ve biyolojik çeşitliliğin tehlikeye düşmesi şeklinde vurgulayacağımız çevre problemine uluslararasıkatılım ve etkileşimle bir çözüm arayışı çerçevesinde ortak etkinlikler düzenleyeceğiz.
Projemizin paydaşlara kazandırmak istediği kazanımlar aşağıda sıralanmıştır.
*Gençlerde çevre inisiyatiflerinin gelişmesi perspektifi ile ortaklıklar geliştirmek.
*Bireylerin çevre alanında kapasite kazanmaları ve mevcut bilgi birikimlerini paylaşmalarını sağlamak.
*Farklı ülkelerdeki çeşitli bölgesel ihtiyaçları ve şartları gözden geçirerek o bölgenin doğal çevresi hakkındaki bilgileri paylaşarak Avrupa’nın doğal çevresi hakkında bilgi edinmek.
*Dergi çalışmalarımızla fotoğraf, afiş, yazı yazma yoluyla öğretimi zenginleştirmek.
*Öğrencilerin projeyi planlamaları ve diğer okul ortaklarına sunmaları için cesaretlendirmek.
*Avrupa’da konuşulan dilleri kullanarak proje ortaklarıyla iletişimi sağlamak.
*Öğreterek öğrenme”, “yaşam boyu öğrenme”, “kişisel güven geliştirme” yöntemleriyle öğrencilerin sorumluluk bilincini geliştirmek için projede görev alması sağlamak.
*İstanbul’da Okulumuz Maltepe Anadolu Lisesi olarak İstanbul’un, doğal çevresi, biyolojik çeşitlilikteki zenginliğinin tanıtılmasına katkı sağlamak.
*Hizmete yönelik öğrenme yöntemi ile Toplumsal birlikteliği artıran, yaparak yaşayarak öğretmen metodunu kullanarak sosyal dönüşümde çevrenin 'birleştirici' gücünü kullanarak 'katılımcılığı' hedeflemek, kültürel çeşitliliği ve renkliliği gözetmek.
*Hedef kitleye geniş bir ekolojik vizyon kazandırmak,
*Gözlem yapmayı ve tasarım yapmayı öğretmek,
*Yaptığı tasarımı benzerleriyle karşılaştırmak,
*Doğadan kopuk yaşayan insanı doğaya yakınlaştırmak,
*Doğada gözlem yapma fırsatı vererek bilimsel araştırmaları sevdirmek ve bilimsel merakı uyandırmak,
*Çevre bilincinin artmasına katkıda bulunmak,
*Bölgesel ve küresel ölçekli çevre sorunları hakkında bilinçlenme ve bilinçlendirme çalışmalarınıgerçekleştirebilmelerini sağlamak,
*Kuş evlerini tasarlayarak eski ve yeni örnekleriyle karşılaştırıp sonuçları yorumlayabilmelerini ve bu sonuçlara göre projenin istendik davranış değişikliğine neden olup olmadığını belirlemek,
*Proje konusu kapsamında çeşitli kurum ve sivil toplum kuruluşları ile bağlantıya geçebilmelerini sağlamak,
*Doğa ve doğanın işleyişi ile ilgili temel bilgi ve anlayışı geliştirmek,
*Doğaya karşı olumlu davranış ve değerler geliştirilmesini sağlamak,
*Doğayla ilgili sorunlarıtanımlama, araştırma ve çözme ile ilgili beceriler edinilmesini sağlamak,
*Biyolojik çeşitliliğe yönelen tehditleri doğru algılayabilen, yüksek çevre duyarlılığına sahip insanlar yetiştirmek,
*Çevrelerini çevre bilimi parametrelerini kullanarak araştırırken bilimsel yöntem basamaklarınıuygulayarak bu süreçler konusunda bilgi, beceri ve tutumlarını geliştirmelerini sağlamak,
*Ekosistemleri sahiplenme ve koruma bilincini geliştirme konusunda ulusal ve küresel vizyona sahip olabilmelerini sağlamak,
*Farklı kültürler arasındaki benzerlikler ve farklılıkları tanıyarak bunlara saygı duymalarını öğretmek,
*Düşüncelerini önce küçük gruplar içerisinde, daha sonra WEB Sitesi aracılığı ile ulusal ve uluslararası boyutta tartışabilme, bulgularını paylaşabilme becerileri kazanmalarına olanak sağlamak,
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesiyle bizler,gençlerin ve çocukların yaratıcılıklarını ortaya çıkarmayıve artırmayı hedefleyen, toplumsal birlikteliği ve duyarlılığı artıran, yaparak yaşayarak öğretme metodunu kullanarak sosyal dönüşümde kültürün 'birleştirici' gücünü kullanan ve 'katılımcılığı' hedefleyen, kültürel çeşitliliği ve renkliliği gözeten, kentine-doğasına sahip çıkan, sanat alanında yaratıcı,yenilikçi ve katılımcı olan, katılım ve dönüşüm yaratmak için gerektiğinde kültürün eğitsel, eğlence yanını kullanan, kaliteye önem veren, yeni anlatım biçimlerini teşvik eden, genç sanat inisiyatiflerinin gelişmesi perspektifi ile ortaklıklar geliştiren, ortaklık anlayışını kurum ve bireylerin sanat ve kültür alanında kapasite kazanmaları ve mevcut bilgi birikimlerini paylaşmaları ilkesi olarak ele aldık. Kurum, grup kimliğimizin gelişmesi için çalıştık.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinde bilinç oluşturulmaya çalışılan konular Yanlış şehirleşme, biyolojik çeşitlilik, Tarihi ve kültürel değerlerimiz olan kuş evlerini(sarayları), Çevre eğitimi, teknoloji ve tasarım, uluslar arası kültürel etkileşimdir.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinde dört amaç gerçekleştirilecektir.
Bu amaçlar:
Çevre eğitimi yapmak,
Öğrencilerimizin yaparak yaşayarak öğrenme metodu ile teknolojiyi kullanma ve tasarım yaparak öğrenime katılımınısağlamak,
Kültürel ve tarihi değerlerimize dikkati çekmek ve Kültürel ve tarihi değerlerimiz tanıtmak,
Yanlış şehirleşme ve biyolojik çeşitliliğin tehlikeye düşmesi şeklinde vurgulayacağımız çevre problemine uluslararası katılım ve etkileşimle bir çözüm arayışı çerçevesinde ortak etkinlikler düzenlemek,
Projemizin skonusunu ve açıklamasını amaçlar üzerinden yapmamız daha etkilidir. Aşağıda amaçları gerçekleştirme nedenleri ve uygulama aşamaları kısaca anlatılmıştır.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinin ilk amacının açıklanması:
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinde çevre eğitiminde temel hedef; toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, olumlu ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve bireylerin aktif katılımlarını sağlamaktır. Sağlıklı bir toplumun sağlıklı bir çevrede gelişebileceği ilkesinden hareketle, okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki çocukların çevre sorunlarını daha iyi anlamalarını, sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmanın sağlıklı bir çevre ile olan ilişkisini kavramalarını sağlamak, verilecek çevre eğitimi sayesinde gerçekleşecektir.
Çevreyi koruma fikrinin gelişimi Sanayi Devriminden sonra başlamıştır. Toplumu çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, topluma olumlu ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve sorunların çözümünde fertlerin aktif katılımını sağlamak çevre eğitimi ile mümkün olabilir. Çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi adına yapılan çalışmalar, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamaları içindir. Bunu sağlayacak olan da insanın kendisidir çünkü çevreye zarar veren, çevreyi koruyan aynı zamanda onu geliştiren de insandır. Günümüzde doğal çevrenin korunması ve iyileştirilmesi giderek önem kazanan bir konu hâline gelmiştir.
Çevre koruma hareketi ve düşüncesi çevre sorunlarının gelişimine paralel olarak gelişmiş ve bugünkü seviyesine ulaşmıştır. Genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde bugün okul öncesi eğitimde sistemli bir çevre eğitiminden bahsetmek mümkün değildir. Bunun nedeni ise, çocuğun yetişmesinde bu önemli faktör olan ebeveynler ile eğitimcilerin çevre konusunda yeterli eğitilememesi, ciddi bir kaynak eksikliği ile iletişim ve koordinasyon sorunları olarak gösterilebilir. İnsan ve çevre arasındaki etkileşimin vazgeçilmez nitelikte oluşu, çevre kavramının günümüzde kazandığı boyutlar, çevrenin ulusal düzeyde olduğu kadar uluslararası düzeyde de yeni yaklaşımlarla ele alınması gereğini ortaya çıkarmıştır. Çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda geliştirilen çabaların amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamasıdır. Çünkü çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır. Çağdaşçevre bilinci, sağlıklı bir çevrede yaşamayı insanların temel haklarından biri olarak kabul etmektedir.
Çevre eğitimi, tüm dünyanın gündeminde olan çevre sorunlarının ortaya çıkardığı bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Çevre eğitiminin amacı toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilinçlendirmek, bilgilendirmek, olumlu ve kalıcı davranış değişikliklerini kazandırmak ve bireylerin aktif katılımlarını sağlamaktır. Bu nedenle, çevre ile ilgili konularda aktif katılım sağlayacak, olumsuzluklara karşı tepki oluşturacak, bireysel çıkarların toplumsal çıkarlardan ayrı düşünülemeyeceği gerçeğini kavratacak bir eğitim yöntemi ve halkın katılımını amaçlayan eğitim sistemi, kitlelerin düşünme ve karar verme gücünü de geliştirecektir. Çevre eğitimi, yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan davranışına da etki yapmalıdır.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinin ikinci amacının açıklanması:
Öğrencilerimizin yaparak yaşayarak öğrenme metodu ile Teknolojiyi kullanma ve Tasarım yaparak öğrenime katılımı hususunda öğrenciler kendi aralarında ilgi alanlarına göre gruplara ayrılarak araştırma, inceleme ve inovasyona (geliştirmek, değiştirmek, güzelleştirmek, kolaylaştırmak istediklerine yönelik hayalleri) tabi tutacakları konuları kendileri belirleyeceklerdir. Bu projeyi okulumuz 9-D sınıfı öğrencileri Proje Hazırlama dersinde uygulamaktadır. Öğrencilerimiz tasarım kısmında kültürel ve tarihi değerimiz olan kuş evlerini (saraylarını) ürün olarak belirlemiştir. Yaşadıkları çevre ile ilgili gözlem yapan öğrencilerimiz okul bahçesini uygulama alanı olarak seçmişlerdir.
İnovasyona tabi tutacakları ürün :Kuşevleri (sarayları)dır.
Konu : Kuş evi tasarlamaktır.
Projenin Uygulama Alanı : Maltepe Anadolu Lisesi bahçesidir.
9-D sınıfı öğrencileri 7 ekibe bölünmüştür. Grup isimlerini kuş isimlerinden seçerek avatarlarınıbelirleyen ekipler seçtikleri konu üzerinde araştırma yapmıştır. Ekipler, benzer ürünlerin eski örneklerinden yeni örneklerine araştırma yapmışlarıdır. Ürünlerin zaman içindeki değişim farklılıkları ve nedenleri sorgulanarak günümüzde ve gelecekte insanları benzer ürünlerde neleri talep edebileceklerine yönelik beyin fırtınası ve araştırma yapan ekipler bunları rapor haline getirerek sunmuştur. Benzer ürünler ve farklılıklarıyla ilgili araştırma yapan ekipler ürüne katacakları yenilik ve değer üzerinde çalışma yapmıştır. Taslak Tasarım ve ürün geliştirme çalışmaları yapan ekipler yapacakları tasarımların sunularını hazırlamışlardır. Taslak Tasarım sunumlarıve grup sunumları yapılarak ürün üzerinde eleştiri yapan öğrenciler bunu akranlarıyla ve diğer ekip üyeleri ile paylaşmıştır. Ürünlerin geliştirme süreçleri ve malzemeler değerlendirilirken üretim dışında kalan ürünlerin geri dönüşüm durumları göz önünde bulundurulmuştur. Eleştiriler sonucu yapım resmi çizilerek, maket-model-prototip çalışması için malzeme belirlenerek tasarımın yapım aşamasına geçilmiştir. Gruplar yaptıkları çalışmaları ……………………………..blog üzerinden yayınlar.
Gruplar blog üzerinden ürün hakkında geliştirme çalışması yaparlar ve uluslar arası paydaşlardan bilgi paylaşımı ve etkileşimi gerçekleştirirler. Ayrıca ……………………………………………………adlı programlar kullanılarak kuşevi oyun uygulamaları yapılmış ve blogda paylaşılmıştır.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinin üçüncü amacının açıklanması:
Kuşlar tarih boyunca her zaman insanoğlunun ilgisini çekmiştir. Gerek Osmanlı döneminde, gerek eski uygarlıklarda kuşlara mistik anlamlar yüklenmiş, sanat eserlerinde, yapılarda kuş motiflerine bolca yer verilmiştir. Osmanlı döneminde gökyüzünün ilginç sahipleri için mimari yapılarda kuş evleri, serge saraylar, kuşhane gibi isimlerle anılan onları kötü hava koşullarından koruyan, barınmalarını,yavrularını büyütmelerini, türlerini devam ettirmelerini sağlayan evler yapılmış, hayırseverlerin vakfiyelerinde korunmaları için kurallar konmuştur. Kuş evleri, dönemin medeniyetinin ulaştığınoktayı göstermesi açısından da büyük önem arz ediyor. Bu nadide eserleri ne yazık ki ilgisizlik çürütüyor. Asıl şaşırtıcı olan, günümüze gelip baktığımızda, kuş evlerinin yok olmak üzere oluşudur. Günümüzde birçoğu yağışlar, dış hava etkenlerinin yaratmış olduğu etki ile tahrip olan kuşevleri, serçe saraylar ilgisizlik ve biriken gübrelerin temizlenmeme, bakımsızlık gibi nedenlerle su giderlerinin tıkanması sonucu çatlamalarla, kırılma ve dökülmelerle karşı karşıya kalıyorlar. Yıllar önce ahşap malzeme kullanılarak yapılanların izlerine ise hiç rastlanmıyor. Vakfiyelerin fonksiyonlarınıtanıtmak, Kültürel ve tarihi değerlerimize dikkati çekmek ve Kültürel ve tarihi değerlerimizi tanıtmak, oldukça önemlidir. Yeşil kent ve yeşil bina fikrinin geliştiği günümüzde kültür olarak bunun ilk uygulayıcıları arasında olduğumuzu göstermek, bu bilgiyi paylaşmak ve uluslar arası bağlamda birlikte ortak ürün koymamız açısından projemiz oldukça önemlidir.
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesinin dördüncü amacının açıklanması:
Gezegende ikamet eden bu kadar insan için, kentler yaşam alanlarıdır. Kentler böylesine önemli bir görevi üstlenirken, bizlerin öncelikle kentlerin ne olduğu hakkındaki algılayışımızı, sonrasında da kentleri şekillendirmede kullandığımız tasarım paradigmasını değiştirmemiz gerekmektedir. Kentlerin tasarımındaki temel eksiklik, mevcuttaki tasarım anlayışlarının ekoloji kanunlarını yok saymalarıdır. Bugünün kentleri, bizlerin kurduğu ve işlettiği biçimleriyle birer entropi fabrikalarıdır. Projemizin uygulandığı İstanbul şehri de bu mantıkla kurulmuştur. Kent için; kenti bir ekosistem ya da daha açık biçimiyle doğal süreçleri taklit eden ve bir anlamda kendi metabolizmasını büyük ve doğal olan ekosistemin taşıma kapasitesi içinde besleyen yapay bir ekosistem olarak kabul eden, yeni bir tasarım paradigmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat şehrimizde bu düşüncenin uygulamalarını ne yazık ki göremiyoruz. Planlama, mimarlık, peyzaj mimarlığı ve mühendislik olmak üzere dört alandan gelen ‘kentsel tasarımcılar’ bir arada çalışmak için, şunları paylaşmak ve kabul etmek zorundadırlar:
kentin ne olduğuna dair ortak bir algı (yapay bir ekosistem)
kentin ekolojik bir bakış açısıyla nasıl çalıştığı (kent metabolizması)
kentin nasıl çevresel olarak sürdürülebilir olacağı (bilgi ve iletişim teknolojisini kullanarak kent metabolizmasını izlemek) “yeşil ve akıllı” olarak adlandırılan temel tasarım paradigması(tasarlanmış kentsel projenin sadece kaynak etkin veya kaynak üreten değil, aynı zamanda gelişmiş bilgi ve iletişim teknolojisini kullanarak, yeşil süreçleri ve davranışları destekleyen geribildirim döngülerine olanak veren bir yapıda olması).
Günümüzde biyokültür ve biyoçevre ilişkisi giderek önem kazanmaktadır. Zira biyoçevre biyokültürden etkilenmektedir. Bununla birlikte kentte ortak yaşamın belirlediği bir kent kültürü vardır ve aynı kentin içinde farklı yaşanan kültürler az ya da çok oranlarda da olsa bu ortak kent kültüründen etkilenmek durumundadırlar.
Kent, ahlakın, sanatın, felsefe ve dini düşüncenin geliştiği ortam olarak, insanın bu dünyadaki vazifesini, en üst düzeyde varlığının anlamını tamamladığı ortamdır. Bu idrak, şehir biçiminin oluşmasını da sağlar ve insanın en üst gelişme düzeyine ulaşmasının temelidir. Kentsel kültür, zaman içerisinde, kentlinin, diğer kentlilerle olan mesleki, sosyal ilişkileri ile örgütlenmelerinden ve diğer kentlerle olan ilişkilerinden etkilenerek gelişir; yaşam biçimi haline dönüşür.
Başlangıçta sadece bir mühendislik veya güzelleştirme çabası olarak görülen kent planlaması, günümüzde bu yönünün ötesinde ekonomik, sosyal, siyasal boyutlar taşıyan bir süreç olarak görülmektedir. Ozon tabakasının delinmesi, biyoçeşitlilikteki azalmalar, tehlikeli atıklar ve diğer küresel çevre sorunları endüstriyel toplum ve modern kent yapılanmasıyla doğrudan ilişkilidir. Winston Churchill’e göre “İnsanlar binaları şekillendirir, sonra da binalar insanları!” Bu görüş kentsel çevre için de geçerlidir. Kendi kurduğu kentsel toplumsal ilişkiler ağı içerisindeki insan, kenti ve kent insanını doğadan adeta yalıtmıştır. Oysa yalnız kent ekonomisine kısa bir göz atıldığında, önemli bir dayanağın diğer yaşamlardan ve doğadan sağlanan ürünler olduğu görülecektir.
Kent insanı doğaya uzak da olsa, ona bağımlıdır. Diğer yandan tüm bu faaliyetlerde özellikle hayvanların faydasıdeğil, zararı söz konusudur. Tıbbi araştırmalar ve deneylerdeki kullanımı,adına spor denilen hayvan avları, hayvanat bahçeleriyle, sirklerdeki esareti de çabasıdır. Ancak biyoetik değerden yoksun olan toplumun bazı kesimleri, bu kadar çok şey borçlu olduğu hayvana merhameti bile çok görebilmektedir. Sadece yaşamaya çalışan ve binlerce yıldır insana dost olan kedi -köpeklerin kuşların yaşam hakkına bile tahammül edemeyen kentliler bulunmaktadır.
Sağlıklı kentler, sağlıklı kentleşme hedefi için kentlilerin ulaşması gereken kent kültürü seviyesini belirleyen kültürel ögelerin birbiriyle olan etkileşimidir. Bu çok yönlü etkileşimin sonucunda her alanda verilecek kararların ve uygulamaların biyoetik bir vizyon taşıması için karar vericiler, uygulayıcılar ve kolektif sorumluluk bilinci içinde örgütlenen yurttaşlar işbirliği içinde aktif mücadele vermelidir.
Bu bağlamda çevre eğitimi ile desteklenmiş bu kent bilinci kazandırmak için kentsel tasarımcılarla bu alanda örnek olan örnekleri inceleyerek bilinç oluşturmaya çalışacağız ve paydaş olarak belirleyerek çalışacağız. Yanlış şehirleşme ve biyolojik çeşitliliğin tehlikeye düşmesi şeklinde vurgulayacağımız çevre problemine uluslararasıkatılım ve etkileşimle bir çözüm arayışı çerçevesinde ortak etkinlikler düzenleyeceğiz.
Projemizin paydaşlara kazandırmak istediği kazanımlar aşağıda sıralanmıştır.
*Gençlerde çevre inisiyatiflerinin gelişmesi perspektifi ile ortaklıklar geliştirmek.
*Bireylerin çevre alanında kapasite kazanmaları ve mevcut bilgi birikimlerini paylaşmalarını sağlamak.
*Farklı ülkelerdeki çeşitli bölgesel ihtiyaçları ve şartları gözden geçirerek o bölgenin doğal çevresi hakkındaki bilgileri paylaşarak Avrupa’nın doğal çevresi hakkında bilgi edinmek.
*Dergi çalışmalarımızla fotoğraf, afiş, yazı yazma yoluyla öğretimi zenginleştirmek.
*Öğrencilerin projeyi planlamaları ve diğer okul ortaklarına sunmaları için cesaretlendirmek.
*Avrupa’da konuşulan dilleri kullanarak proje ortaklarıyla iletişimi sağlamak.
*Öğreterek öğrenme”, “yaşam boyu öğrenme”, “kişisel güven geliştirme” yöntemleriyle öğrencilerin sorumluluk bilincini geliştirmek için projede görev alması sağlamak.
*İstanbul’da Okulumuz Maltepe Anadolu Lisesi olarak İstanbul’un, doğal çevresi, biyolojik çeşitlilikteki zenginliğinin tanıtılmasına katkı sağlamak.
*Hizmete yönelik öğrenme yöntemi ile Toplumsal birlikteliği artıran, yaparak yaşayarak öğretmen metodunu kullanarak sosyal dönüşümde çevrenin 'birleştirici' gücünü kullanarak 'katılımcılığı' hedeflemek, kültürel çeşitliliği ve renkliliği gözetmek.
*Hedef kitleye geniş bir ekolojik vizyon kazandırmak,
*Gözlem yapmayı ve tasarım yapmayı öğretmek,
*Yaptığı tasarımı benzerleriyle karşılaştırmak,
*Doğadan kopuk yaşayan insanı doğaya yakınlaştırmak,
*Doğada gözlem yapma fırsatı vererek bilimsel araştırmaları sevdirmek ve bilimsel merakı uyandırmak,
*Çevre bilincinin artmasına katkıda bulunmak,
*Bölgesel ve küresel ölçekli çevre sorunları hakkında bilinçlenme ve bilinçlendirme çalışmalarınıgerçekleştirebilmelerini sağlamak,
*Kuş evlerini tasarlayarak eski ve yeni örnekleriyle karşılaştırıp sonuçları yorumlayabilmelerini ve bu sonuçlara göre projenin istendik davranış değişikliğine neden olup olmadığını belirlemek,
*Proje konusu kapsamında çeşitli kurum ve sivil toplum kuruluşları ile bağlantıya geçebilmelerini sağlamak,
*Doğa ve doğanın işleyişi ile ilgili temel bilgi ve anlayışı geliştirmek,
*Doğaya karşı olumlu davranış ve değerler geliştirilmesini sağlamak,
*Doğayla ilgili sorunlarıtanımlama, araştırma ve çözme ile ilgili beceriler edinilmesini sağlamak,
*Biyolojik çeşitliliğe yönelen tehditleri doğru algılayabilen, yüksek çevre duyarlılığına sahip insanlar yetiştirmek,
*Çevrelerini çevre bilimi parametrelerini kullanarak araştırırken bilimsel yöntem basamaklarınıuygulayarak bu süreçler konusunda bilgi, beceri ve tutumlarını geliştirmelerini sağlamak,
*Ekosistemleri sahiplenme ve koruma bilincini geliştirme konusunda ulusal ve küresel vizyona sahip olabilmelerini sağlamak,
*Farklı kültürler arasındaki benzerlikler ve farklılıkları tanıyarak bunlara saygı duymalarını öğretmek,
*Düşüncelerini önce küçük gruplar içerisinde, daha sonra WEB Sitesi aracılığı ile ulusal ve uluslararası boyutta tartışabilme, bulgularını paylaşabilme becerileri kazanmalarına olanak sağlamak,
Kuş Evi (Kuguş Egevigi)Projesiyle bizler,gençlerin ve çocukların yaratıcılıklarını ortaya çıkarmayıve artırmayı hedefleyen, toplumsal birlikteliği ve duyarlılığı artıran, yaparak yaşayarak öğretme metodunu kullanarak sosyal dönüşümde kültürün 'birleştirici' gücünü kullanan ve 'katılımcılığı' hedefleyen, kültürel çeşitliliği ve renkliliği gözeten, kentine-doğasına sahip çıkan, sanat alanında yaratıcı,yenilikçi ve katılımcı olan, katılım ve dönüşüm yaratmak için gerektiğinde kültürün eğitsel, eğlence yanını kullanan, kaliteye önem veren, yeni anlatım biçimlerini teşvik eden, genç sanat inisiyatiflerinin gelişmesi perspektifi ile ortaklıklar geliştiren, ortaklık anlayışını kurum ve bireylerin sanat ve kültür alanında kapasite kazanmaları ve mevcut bilgi birikimlerini paylaşmaları ilkesi olarak ele aldık. Kurum, grup kimliğimizin gelişmesi için çalıştık.